Tarikata girmiş
bir mürid bu uzun yolda kendisin! nefsinin heva ve heveslerinden
kötü hasletlerinden koruyabilmesi bu yolda yürürken vahşi ve yırtıcı
yaratıklara yem olmaması için her an her dakika şeyhiyle mürşidiyle
gönül gönüle olması gereklidir. Çünkü mürid, yabancı olduğu bu
yolda nerede, ne zaman, ne ile karşılaşacağım bilmez. O yüzden
ona bu yolda elinden tutacak, karşılaşacağı kötü şeylerden koruyacak
bir rehber bir vesile lazımdır. O da şeyhidir, mürşididir. Mürid
şeyhin! öyle rehber edinip ona öyle bağlanmalıdır ki yukarıda
da belirttik, her an her dakika onunla gönül gönüle olmalıdır.
Madde ve mana aleminde bir an bile şeyhinden uzaklaşmamak ve ondan
kopmama o ildir ki hedeflediği menzile ulaşabilsin. En büyük ihsan
Allahu Teala'yı görüyormuş gibi ona ibadet etmektir. Biz onu göremezsekte
o bizi daima görür ve gözetir. Bu durumda müridin hedeflediği
menzil, her an Allah'ı görürcesine ibadet ve taat ise, Allah ile
yakınlaşma ise, işte burada mürşid devreye giriyor. Onun Allah'a
ulaşmasında vesile oluyor. Özetle rabıta "Rabt" olmak,
yakınlaşmak, kaynaşmak, bütünleşmek demektir. Tek basma hedefe
varamayacağım anlayan müridin her an uyanıklık içinde şeyhinden
gönül bağım koparmayıp onun yardımı ve himmeti ile hedefe varmaya
denir.
Rabıtanın yapılış şekline gelince yine aynı tefekkürdeki gibi
gözler kapalı bir şekilde şu an Allah'ın huzurundayım ben onu
göremezsem de o beni görüyor ve gözetiyor. Allah'ın rızası Resulullah
(s.a.v.) Efendimizin şefaati tarikattaki bütün pir ve meşayihlanmızın
himmeti ve mürşidimin yardımı ile bu yolda yürümeye, ilerlemeye
çalışacağım diye düşünmekle yapılır.
Her an şeyhim karşımda eli elimde Allah (c.c.) dan Resulullah'dan
(s.a.v.) pir ve meşayihtan gelen manevi himmet ve manevi cereyan
onun yani mürşidimin kalbine akıyor, geliyor Ondan da benim kalbime
varıyor. Bu şekilde gözler kapalı olarak yapılır.
Seyyid Abduikadir Geylani (k.s.)hazretleri "Füyu-zatı Rabbanîyye"
adlı eserin.de mürid için rabıtanın çok önemli olduğunu öyleki
müridin zikrindense rabtasının kuvvetli olması gerektiğini buyuruyor.
Zira mürid şeyhiyle gönül bağlarım kuvvetlendirdiği nisbette feyzi
artar. Allah'a yaklaşır ve kısa bir zaman zarfında hedefine ulaşır.
Şeyhi mürşidi müridine Cenab-ı Hakk'a vasıl olmada bir vasıtadır.
Mürid bu vasıtanın, vesilenin kıymetim bilmeli çünkü bu vasıtayı
kaçırırsa ve vesilesiz tek basma bir yere varması mümkün değildir.
Cenab-ı Hak (c.c.) bizleri bu vesilerden kendisine varan bu vasıtalardan
ayırmasın. Amin.